1923'te başlayan Le Mans 24 Saat, Formula 1'in etkisine rakip olarak Dünya Dayanıklılık Şampiyonası'nın (WEC) zirve etkinliği konumundadır.

Teknik açıdan bakıldığında, saatte 350 kilometre hıza ulaşan araçlar ve sık sık yaşanan sollama anlarıyla F1'den bile daha heyecan verici.

Bu yarışta, her araç dönüşümlü olarak üç sürücü tarafından kullanılır ve 6 saat (Le Mans dışı) ya da 24 saat (Le Mans) içinde en fazla mesafeyi kat eden takım zafere ulaşır. Tüm yakıt ikmali, lastik değişimi ve onarımlar yarış süresine dahildir. Dünya Dayanıklılık Şampiyonası olarak bilinen WEC, belirlenen pistlerde uzun süreli sürekli sürüşü içeren, dünya çapında en yüksek dayanıklılık yarışı seviyesidir.

Kazanan, belirlenen süre içinde en fazla mesafeyi kat eden tarafından belirlenir. Formula 1 maksimum hıza odaklanan bir sprint yarışına benzetilirse, dayanıklılık yarışları da bir maratona benzer.

Le Mans 24 Saat, WEC etkinliklerinden biridir ve geri kalanı 6 saatlik yarışlardır. F1 100 metrelik bir koşuya benzetilirse, WEC motor sporlarının maratonunu temsil eder ve yalnızca otomobil teknolojisinin, yakıt verimliliğinin ve dengenin sınırlarını test etmekle kalmaz, aynı zamanda sürücülerin ve ekip üyelerinin fiziksel dayanıklılığını ve kararlılığını da zorlar.

WEC sadece hızdan ibaret değildir; en yüksek hızı ararken araç stabilitesi, dayanıklılık ve insan dayanıklılığının sınırlarını zorlar. WEC bünyesindeki tarihi ve prestijli Le Mans 24 saatlik dayanıklılık yarışı, motor sporları meraklıları arasında yaygın olarak tanınmaktadır. WEC yarışlarını izlemeye karar verenlere, diğer tüm otomotiv etkinliklerinden çok daha farklı bir izleme deneyimi vaat ediyor.

Le Mans yarışı, dayanıklılık yarışları arasında Amerikan Indy 500 ya da diğer otomotiv grand prix'lerini geride bırakarak dünya çapında en yüksek prestije sahiptir; zira çoğu dayanıklılık yarışı sadece 500 ila 1000 kilometreyi kapsarken Le Mans yaklaşık 5000 kilometreyi kapsamaktadır. Bazıları bunu, birkaç otomobil üreticisinin itibarını yükseltmek için hayatları feda eden yüksek bahisli, büyük ölçekli bir kumar olarak görüyor.

Zorlu pistine ve tarihi trajedilere rağmen Le Mans her Haziran ayında gerçekleşiyor. Birçok otomobil üreticisi, şirketlerinin prestijini artırmak için yarışı kazanmayı ve bundan faydalanmayı amaçlayarak hiçbir masraftan kaçınmamaktadır.

Le Mans pisti 13.629 kilometre boyunca uzanır ve çoğunluğu halka açık kapalı bir otoyoldur. Otomobiller pistin yaklaşık üçte ikisinde 350 km/s hıza ulaşırken, C Grubu otomobiller bir turu genellikle yaklaşık 3 dakikada tamamlıyor. Başlangıçta, otomobillerin 390 km/sa hıza ulaştığı düz bir yol yaklaşık 6 kilometre boyunca uzanıyor.

24 saatlik yarış sırasında, bu bölümün geçilmesi yaklaşık 6 saat sürmektedir ve herhangi bir odaklanma hatasının feci sonuçlara yol açabileceği gerilim dolu bir bölümdür. Güvenlik önlemleri arasında hızı azaltmak için bu düzlükte iki şikan yer alıyor, ancak yine de tehlikeli olmaya devam ediyor.

Bu bölüm hem sürücüler hem de araçlar için ciddi bir testtir; motorlar kükrer ve lastikler yoğun sıcaktan patlamak üzereymiş gibi görünür. Le Mans yarışının doğasında var olan tehlikelere rağmen, dünyanın en önemli yarışlarından biri olması ve sürücülere diğer dünya şampiyonalarına kıyasla üç kat daha fazla puan kazandırması, giderek artan sayıda yetenekli yarışçının ilgisini çekmeye devam ediyor.