Kırmızı, sarı ve mor gibi çeşitli renklere sahip bir meyve türü olan ahududu, tatlı ve lezzetli aromasının yanı sıra sağlığa olan güçlü faydalarıyla da bilinir.

Journal of Food Science and Technology ve International Journal of Molecular Sciences gibi dergilerde yayınlanan çalışmalara göre ahududu, özellikle zengin mor rengini veren antosiyaninleri sayesinde doğal antioksidan görevi görmekte, oksidatif stresi önlemekte ve bir dizi sağlık faydası sunmaktadır.

Antioksidanların kanseri, kalp hastalıklarını ve yaşa bağlı gerilemeyi önlediği gösterilmiştir.

1. Ağız Kanserini Önlemek

Ahududuların ağızda, boğazda ve yemek borusunda yaygın olarak görülen oral skuamöz hücreli karsinomların ilerlemesini önlediği bulunmuştur.

2020'de Kanser Önleme Araştırmaları'nda yayınlanan bir çalışmada, tütün dumanı toksinlerine maruz kalan ve %5 ahududu ile desteklenmiş bir diyetle beslenen farelerin ağız boşluğunda DNA hasarı seviyelerinde önemli ölçüde azalma görüldü ve bu da oral tümör insidansının %70'ten %46,7'ye düşmesine neden oldu.

Hamster yanak keselerinde kanserojen maddelerle oluşturulan ağız kanseri üzerine yapılan bir başka çalışmada, dondurularak kurutulmuş ahududu tozundan yapılan bir çözelti 12 hafta boyunca lokal tedavi için kullanılmış ve kanser hücresi çoğalmasında %41, tümör boyutunda %37 ve hücre çoğalma oranında yaklaşık %7 azalma ile sonuçlanarak ahududu tedavisinin insanlarda ağız kanserini önleme potansiyelini ortaya koymuştur.

2. Diyabetin Önlenmesi

Journal of Ethnopharmacology'de yayınlanan 2016 tarihli bir çalışmada Koreli araştırmacılar, ağızdan plasebo veya ahududu özü verilen 45 prediyabetik hastayı kapsayan 12 haftalık bir deneme gerçekleştirdi.

Ahududu grubu ayrıca düşük doz (900 mg/gün) ve yüksek doz (1.800 mg/gün) gruplarına ayrıldı. Sonuçlar, ahududu grubunda kan şekeri ve lipit kontrolünde doza bağlı iyileşmelerin yanı sıra vasküler inflamasyonun azaldığını gösterdi.

Benzer şekilde, aynı yıl European Journal of Clinical Nutrition'da yayınlanan bir çalışmada, ahududu antosiyaninleri ve meyvelerin tüketimi ile tip 2 diyabet riskinin sırasıyla %15 ve %18 oranında azaldığı bulunmuştur. Bu, Diyabet Araştırma Dergisi'nde yayınlanan 23 çalışmanın meta-analizinin sonuçlarıyla uyumludur.

3. Kan Basıncını Düşürmek

Ahududu ayrıca kan basıncını düşürmede de önemli etkiler göstermiştir.

2015 yılında Nutrition'da yayınlanan bir çalışmada Koreli araştırmacılar, 45 prehipertansif hastaya toz halinde ahududu kapsülleri ve 8 hafta boyunca plasebo uyguladılar. Sonuçlar, ahududu tedavi grubunda sistolik kan basıncında (genellikle yüksek basınç olarak bilinir) önemli bir azalma olduğunu gösterdi.

4. Obezitenin Azaltılması

Ahududu kilo vermede de önemli avantajlara sahiptir.

Kanıta Dayalı Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp dergisinde 2016 yılında yayınlanan bir çalışmada, sekiz hafta boyunca yüksek yağlı bir diyetle uyarılan obez fareler üzerinde, günde 10 mg/kg ve 50 mg/kg dozlarında ahududuyla zenginleştirilmiş yiyeceklerle beslendi. vücut ağırlığında, gıda etkinlik oranında, yağ dokusu ağırlığında, serum glikozunda, toplam kolesterolde, trigliseritte ve düşük yoğunluklu lipoproteinde doza bağlı azalmalarla sonuçlandı.

5. Osteoporozun Engellenmesi

Prostat hastaları, osteoporoza yol açabilecek kemik kaybı açısından yüksek risk altındadır. Aging Male dergisinde daha önce yayınlanan bir çalışmaya göre, bir prostat hastalığı modelinde farelere ahududu ekstraktı uygulanması, osteoblastların ve osteoklastların aktivasyonunu değiştirerek osteoporozu etkili bir şekilde önledi.

6. Cilt Alerjilerini Bastırmak

Araştırmacılar, kontakt dermatitin tetiklendiği bir fare modelini kullanarak, yiyeceklerine ahududu veya antosiyanin bileşenlerini eklediler.

Sonuçlar şişme, döküntü, kızarıklık, kaşıntı ve cilt iltihabının neden olduğu cilt lezyonları gibi semptomlarda önemli iyileşmeler gösterdi. Ayrıca, bu meyve bazlı takviyeler, şu anda yaygın olarak kullanılan steroid dermatit tedavilerinden daha güvenli olabilir. Bu çalışma Haziran 2020'de Journal of Nutrition'da yayınlandı.

Bu bulgular, ahududuların çeşitli sağlık koşullarında potansiyel tedavi edici etkileri olan fonksiyonel bir gıda olduğunun altını çiziyor.