Kahve
ibrahim
| 27-06-2024
· Yiyecek Ekibi
Bazı insanlar kahve içtikten sonra "el titremesi" yaşadıklarını, bazıları "soğuk terler döktüklerini" söylüyor ve bazıları da kahvenin kansere neden olduğunu iddia ediyor.
Kahve içerken bu reaksiyonlar neden ortaya çıkıyor? Son zamanlarda internette kahvenin kansere yol açtığına dair söylentiler dolaşıyordu. Bu doğru mu?
New England Journal of Medicine'in (NEJM) son sayısında, Harvard Tıp Fakültesi ve Singapur Ulusal Üniversitesi arasındaki ortak çalışma, kahvenin fizyolojisi, metabolizması ve toksik etkilerinin yanı sıra çeşitli kronik hastalıklarla olan ilişkilerini de araştırdı. .
Önemli kanıtlara göre, kahve tüketmek kanser veya kalp-damar hastalıkları riskini artırmamaktadır. Aslında günlük yeterli kahve tüketiminin birçok kronik hastalık riskini azalttığı gösterilmiştir.
Ancak bazı kişilerde kahve içtikten sonra kalp atışlarında hızlanma görülür. Kahvenin kalp-damar ve diğer kronik hastalıklara etkisi var mı?
1. Kardiyovasküler Hastalıklar:
Kanıtlar, nüfus düzeyinde kahvenin kalp ve damar hastalıkları riskini artırmadığını göstermektedir. Kafein kan basıncını geçici olarak yükseltebilirken, vücut bir hafta içinde buna tolerans geliştirebilir ve klinik çalışmalar kahvenin kan basıncı üzerinde önemli bir etkisi olduğunu göstermemiştir.
Kan lipitleriyle ilgili olarak, kahve polifenolleri kolesterol seviyelerini yükseltebilse de, bu durum esas olarak farklı hazırlama yöntemlerinden etkilenmektedir.
Randomize çalışmalar, filtrelenmiş kahve ile karşılaştırıldığında, günde ortalama altı fincan filtrelenmemiş kahve tüketmenin yüksek LDL kolesterol ve majör kardiyovasküler olay riskini %11 oranında artırdığını göstermiştir. Daha az filtre edilmemiş kahve içmek kan lipitlerini kontrol etmeye yardımcı olabilir.
2. Karaciğer Hastalıkları, Taşlar ve Parkinson:
Kafein karaciğer sirozu ve fibrozunu önlemeye yardımcı olurken, kahve polifenolleri karaciğer fibrozunu ve hepatik steatozu önleyebilir. Araştırmalar ayrıca kahve tüketiminin böbrek ve safra taşı riskini azalttığını gösteriyor.
ABD, Asya ve Avrupa'da yürütülen araştırmalar, hayvan deneyleriyle tutarlı olarak, kafein alımı ile Parkinson hastalığı riski arasında anlamlı bir ters ilişki olduğunu göstermektedir.
3. Obezite ve Tip 2 Diyabet:
Kafein enerji dengesini iyileştirir ve kilo kontrolüne faydalıdır. Metabolik çalışmalarda, gün içinde birden çok kez kafein tüketmenin "kahverengi yağları" aktive ettiği ve 24 saatlik enerji harcamasını %5 oranında arttırdığı bulunmuştur. Orta derecede kafein alımı aynı zamanda tip 2 diyabet riskinin azalmasıyla da ilişkilidir.
Kahve içmenin sadece kansere neden olmamakla kalmayıp aynı zamanda sağlığa pek çok faydasının da olması şaşırtıcıdır. Ancak bu, ne kadar çok içerseniz o kadar sağlıklı olacağınız anlamına gelmez. Sağlığın anahtarı sizin için ne kadar doğru olduğunu anlamaktır.
Kafeine karşı bireysel duyarlılık, kafeinin metabolize edilme hızı gibi değişiklik gösterir ve bu da farklı tolerans seviyelerine neden olur. Bazı durumlarda bireyler kafeinin etkilerine karşı daha duyarlı olabilirler.
Ölçülü kahve tüketimi vücut için faydalıdır ancak aşırı alımı uykusuzluk, kaygı, titreme, mide rahatsızlığı, kalp atış hızının artması, baş ağrısı, mide bulantısı ve huzursuzluk gibi semptomlara yol açabilir. Kafeinli içecekleri tükettikten sonra bu semptomların yaşanması aşırı tüketimin göstergesidir.
Peki, içmek için uygun miktar nedir?
Sağlıklı yetişkinler için günde 2-3 fincan normal Amerikan tarzı kahveye eşdeğer olan 400 miligramı geçmemesi tavsiye edilir.
Birisi her gün düzenli olarak kahve içerse ve aniden durursa, kaygı, baş ağrısı, konsantrasyon eksikliği, sinirlilik ve yorgunluk yaşayabilir. Bu durum kahve bağımlısı izlenimi verebilir.
Gerçekte bu, özellikle işle ilgili stres yaşayan kişiler arasında yaygın olan kafein yoksunluk sendromunun bir tezahürüdür. Genel olarak günde yaklaşık 100 miligram kahve tüketmenin bağımlılığa yol açma olasılığı daha düşüktür.
Özetle, son araştırmalar orta düzeyde kahve tüketiminin kanser veya kardiyovasküler hastalık riskini artırmadan sağlık açısından çok sayıda fayda sağladığını doğrulamaktadır. Bununla birlikte, kafeine karşı bireysel duyarlılık değişkenlik gösterir ve aşırı alım olumsuz etkilere yol açabilir. Bu nedenle, riskleri en aza indirirken kahvenin potansiyel sağlık avantajlarından yararlanmanın anahtarı, ölçülü bir şekilde kahvenin tadını çıkarmaktır.